
- Anksiyete Nedir?
- Anksiyete ile Korku Aynı Şey Mi?
- Normal Anksiyete Nedir?
- Patolojik Anksiyete Nedir?
- Anksiyete Bozukluğu Nedir?
- Anksiyete Bozukluklarının Özellikleri Nelerdir?
- Panik Bozukluğu Nedir?
- Sosyal Anksiyete Bozukluğu Nedir?
- Yaygın Anksiyete Bozukluğu Nedir?
- Özgül Fobiler Nedir?
- Anksiyete Bozuklukları Nasıl Gelişir?
- Anksiyete Bozukluklarının Biyolojik Bir Yönü Var Mı?
Anksiyete Nedir?
Anksiyete kişinin belirli bir durumu tehlikeli olarak değerlendirdiğinde verdiği duygusal tepkidir; hoş olmayan, rahatsız edici bir duygudur.
Anksiyete sözcüğünün kökeni kalp hastalıklarından tanıdığımız angina ile ilişkilidir, sıkışma anlamına gelir.
Anksiyetenin duygusal, bilişsel, bedensel ve davranışsal bileşenleri vardır.
Anksiyete duygusal olarak korku, heyecan, huzursuzluk, tedirginlik, kötü bir şey olacakmış hissi şeklinde yaşanır. Bedensel olarak kalp çarpıntısı, nefes darlığı, terleme, titreme, baş dönmesi, uyuşma, karıncalanma, baş ağrısı, sırt ve omuz ağrıları görülür.
Bilişsel olarak endişeler şeklinde ve davranışsal olarak kaçma, kaçınma ve güvenlik sağlama davranışlarıyla kendini gösterir.
Panik, obsesyonlar ve kompulsiyonlar da anksiyete ile ilişkili belirtilerdir.
Anksiyete ile Korku Aynı Şey Mi?
Anksiyete ile korku sıklıkla birbirlerinin yerlerine kullanılırlar ama aralarında bazı farklar vardır: korku gerçek ve belli bir tehlike karşısında yaşanırken anksiyete olası ve belirsiz bir tehlikeye yöneliktir; korku pek yakın, an meselesi bir tehlike karşısında yaşanırken anksiyete geleceğe odaklı bir duygudur; korku daha çok dışsal tehlikelere karşı anksiyete daha çok içsel tehlikelere karşıdır.
Normal Anksiyete Nedir?
Günlük yaşamda karşılaştığımız birçok durumda, örneğin sınavlarda, performans sergilememiz gereken durumlarda anksiyete hissedebiliriz. Sınavlardan önce yaşanılan anksiyete sınavı başarmak için yardımcı olabilir. Dolayısıyla normal düzeyde anksiyete insan hayatının doğal bir parçasıdır.
Patolojik Anksiyete Nedir?
Aşırı şiddetli, kronik yani gereğinden fazla uzun ve en önemlisi günlük işlevleri bozan, yaşamı olumsuz etkileyen anksiyete patolojiktir.
Anksiyete Bozukluğu Nedir?
Anksiyete bozuklukları anksiyetenin bir belirti olarak görüldüğü klinik olarak önem arz eden sendromlardır.
Anksiyete Bozukluklarının Özellikleri Nelerdir?
Anksiyete bozuklukları en yaygın ruhsal bozukluklardır. Yaklaşık olarak 5 kişinin 1’inde anksiyete bozukluğu vardır; anksiyete bozuklukları kadınlarda daha sıktır; kronik rahatsızlıklardır, alevlenmeler ve sönmelerle seyrederler; başka ruhsal hastalıklarla (diğer anksiyete bozuklukları, depresyon, alkol-madde kullanım bozuklukları) yüksek oranda birliktelik gösterirler ve belirgin sıkıntı verir, işlevselliği bozarlar.
Bu bozuklukların hepsinde anksiyete aşırıdır, kalıcıdır ve belirgin sıkıntı verir. Anksiyete bozukluklarında anksiyeteyi doğuran durumlardan genelde kaçınılır.
Panik Bozukluğu Nedir?
Panik Bozuklukta aniden ve beklenmedik gelen panik atakları olur. Panik atak sırasında yoğun bir korku vardır. Baş dönmesi, bayılma hissi, nefessiz kalma, boğulma hissi, çarpıntı, terleme, titreme ve başka belirtiler yaşanabilir. Ölüm, çıldırma, kontrolünü kaybetme korkusu olur. Atak belli bir süre sonra azalarak geçer ancak kişi ataktan sonra başka ataklar yaşayacağına dair endişeli bir beklentiye girer veya gelecek atakların sonuçlarından endişe duymaya başlar. Panik atakları tekrarlayıcıdır. Panik bozukluk hastaları zamanla asansöre, otobüse, uçağa binmeyebilir, tek başına seyahat etmeyebilir, evden çıkmayabilir ya da ancak biri ona eşlik ederse çıkabilir. Bu durum agorafobi olarak adlandırılır.
Sosyal Anksiyete Bozukluğu Nedir?
Sosyal Anksiyete Bozukluğunda etkileşim ya da performans gerektiren durumlarda aşırı korku ve kaçınma ortaya çıkar. Kişinin korkusunun odağı başkaları tarafından eleştirilme, olumsuz değerlendirilme, kendini mahcup duruma düşürecek bir eylemde bulunmadır. Bu bozuklukta özellikle yüz kızarması, terleme ya da el titremesinden, bu belirtilerin başkaları tarafından görülmesinden yani anksiyeteli görünmekten rahatsız olunur. Bu kişilerde sosyal hayatta, işte ya da okulda konuşma başlatma ya da bir sunum yapma ciddi sıkıntıya neden olur. Bu durumlardan genelde kaçınılır.
Yaygın Anksiyete Bozukluğu Nedir?
Yaygın Anksiyete Bozukluğunda olan hastalar çeşit konularda sürekli endişelidirler. Anksiyetenin kaynağı çoğunlukla günlük konulardır. Endişelere sinirlilik, gerginlik, huzursuzluk, diken üstünde olma, uyuyamama, yorgunluk ve dikkati toplayamama eşlik edebilir. Hasta kaygısını kontrol etmekte zorlanır ve zamanla kaygıdan kaygılanmaya başlar.
Özgül Fobiler Nedir?
Özgül Fobide bazı nesnelerden ve durumlardan aşırı bir korku ve kaçınma vardır. Örnek olarak hayvanlar (köpekler, böcekler), uçak, asansör, kapalı yerler, yüksek yerler, su ve kan verilebilir. Tek başına özgül fobilerle tedaviye başvuranların sayısı azdır, bunun nedenlerinden biri kişilerin korktukları nesneden kaçınarak yaşamaya alışmış olmaları olabilir. Kan-enjeksiyon-yara fobisi olan bireyler kan aldırmaktan, hastaneye gitmekten kaçınabilir ve sonuçta sağlıkları olumsuz etkilenebilir. Kan-enjeksiyon-yara fobisinin bir özelliği bu hastaların kan gördüklerinde bayılmalarıdır.
Anksiyete Bozuklukları Nasıl Gelişir?
Anksiyete bozuklukları stresli yaşam olaylarının var olan bir yatkınlıkla bir araya gelmesiyle ortaya çıkarlar.
Anksiyete bozukluklarının gelişiminde genetik faktörlerin rolü vardır. Hastalığı olan bireylerin birinci dereceden akrabalarında hastalığı olmayan bireylere göre birkaç kat daha fazla anksiyete bozuklukları olduğu belirlenmiştir.
Gelişim döneminde yaşanan travmatik yaşantılar (istismar, ihmal, terk, küçük düşme yaşantıları) çocukta tehdit altında olduğu inancı ile bu durumla başa çıkamama inancının gelişmesine yol açar. Kişi sonraki yaşamında karşılaştığı stresli durumu geçmişte yaşadığı duruma benzettiğinde yani başa çıkamayacağı bir tehdit şeklinde değerlendirdiğinde anksiyete süreci başlar. Anksiyete bozukluğu olan birey içinde bulunduğu durumun tehdit riskini yüksek, kendi başa çıkma becerisini ise düşük görür.
Anksiyete gelişiminde çocukluk çağındaki travmatik yaşantılar dışında çocuğun ebeveyniyle ilişkisinin de önemli olduğu düşünülmektedir. Aşırı koruyucu ebeveynlerin çocukları anksiyete gelişimi açısından daha fazla risk altındadır. Ebeveynlerin olası tehditlerle çok meşgul olmaları da çocukta anksiyete gelişimine zemin hazırlayabilir.
Nevrotikliğin anksiyete gelişiminde önemli bir risk faktörü olduğu gösterilmiştir. Nevrotiklik bir mizaç özelliğidir. Nevrotiklik düzeyi düşük olan bireyler duygusal olarak stabildirler ve stres karşısında tepkisel değildirler. Nevrotiklik düzeyi yüksek bireyler aşırı derecede duygusal, kaygılı ve karamsardırlar.Yüksek düzeyde nevrotiklik anksiyete bozukluklarına zemin hazırlar.
Anksiyete Bozukluklarının Biyolojik Bir Yönü Var Mı?
Anksiyete Bozuklukları fizyolojik açıdan belirli beyin bölgelerinde nörotransmitter adı verilen kimyasal ileticilerin düzeylerindeki değişimlerle açıklanmaktadır. Anksiyete bozukluklarında rol oynadığı bilinen başlıca kimyasal ileticiler GABA, norepinefrin ve serotonindir. Ayrıca dopamin ve glutamatın da bu bozukluklarda etkili olduğu gösterilmiştir.
Anksiyete bozukluklarının ilaçlarla tedavisinde bu nörokimyasal sistemler hedef alınmaktadır.
Eğer anksiyete günlük yaşamı olumsuz etkiliyorsa, bir uzmana danışmak en sağlıklı adımlardan biri olacaktır.