Kıl dönmesi ya da diğer adıyla ‘Pilonidal sinüs’, çoğunlukla genç yaş grubunda ve genellikle erkeklerde görülen bir rahatsızlıktır. Çoğunlukla kuyruk sokumu bölgesinde olur. Tıbbi olarak sakral bölge dediğimiz kuyruk sokumunda olur.

Deride bir veya birden fazla delik, kendisi bir enfeksiyon oluşturmuşsa bir apse veya ağrılı bir şişlik şeklinde kendisini gösterebilir.

Çoğunlukla sebebinin tüylerin veya kılların deri altında birikmesiyle olduğu kabul edilmektedir.

Kıl Dönmesi’nin Belirtileri Nelerdir?

Kıl dönmesinin belirtileri bu deri altına giren kıllar bir süre sonra vücutta bir  yabancı cisim reaksiyonu göstererek kendisini dışarı atmaya çalışmaktadır.

Dolayısıyla, kıl dönmesinin olduğu yerde dışarıya bir gözenek veya delik şeklinde kendisini dışarı atacak bir yol bulamazsa cilt altındaki, içeriye dönmüş olan kılın etrafında yaratmış olduğu enfeksiyonla beraber şişlik, kızarıklık veya ağrılı apseler şeklinde kendisini ortaya çıkarmaktadır.

Kıl Dönmesi Neden Olur?

Kıl dönmesi sadece o bölgedeki kılların değil, vücudun başka yerlerinde de olan kılların içeriye doğru dönmesiyle oluşur. Genellikle daha çok halk arasında kaykılarak oturma dediğimiz kuyruk sokumunun üzerine yayılarak oturma şekli kıl dönmesi oluşumunu kolaylaştırmaktadır. Bu nedenle kıl sayısı ve kıl kökü fazla olan kişilerde yani erkek bireylerde kadınlara göre daha sık gözükmektedir. Genellikle ülkemizin doğusunda batısına oranla daha sık gözükmektedir. Ayrıca aşırı tüylenme veya hijyen eksikliği özellikle askerlik zamanlarında yeterince suya ulaşamama durumlarında daha fazla gözüktüğü tespit edilmiştir. Bunların dışında da çok uzun süre oturan insan gruplarında, uzun yol şoförlerinde, kadın banka memurlarında ve son dönemde de özellikle bilişim teknolojilerinde (IT) çalışan bireylerde sık gözükmektedir. Son dönemlerde sınavlara çalışan daha genç, yetişkin çocuk diyeceğimiz yaştaki kişilerde de uzun süre ve yanlış oturmanın sonucunda bu durumla daha sık karşılaşmaktayız.

Genetik Bir Yatkınlığı Var Mıdır?

Evet, genetik bir yatkınlığı olduğunu şöyle söyleyebiliyoruz. Genellikle ailesinde (annesinde, babasında, dayısında, amcasında, kardeşinde…) olan kişilerde daha sık kıl dönmesi rahatsızlığını görmekteyiz.

Kıl Dönmesi Tedavisi Nasıldır?

Kıl dönmesinin tedavisini; ameliyatsız veya daha az küçük işlemlerle yapılan tedaviler ve ameliyat şeklinde olan tedaviler olarak  ikiye ayırmamız mümkündür.

1) Ameliyatsız (Küçük İşlemler İle Yapılan) Tedaviler: Genellikle kıl içeriye döndükten sonra vücut buna bir yabancı cisim reaksiyonu yaptığı için etrafında bir tünel oluşturmaktadır. Dolayısıyla içerideki kıllar temizlendikten sonra bu arta kalan tünelcik yapı veya kist yapısı yok edilmediği sürece bu rahatsızlığın tekrarlama ihtimali vardır. Bu nedenle ameliyatsız denilen yöntemlerde kıllar temizlendikten sonra bu tünel yapısının içerisini tahrip etmek üzerine kurulu bazı yöntemler mevcuttur. Bunlar da fenol, gümüş nitrat, lazer tedavileri gibi bu bölgenin içerisini kurutarak bir daha kılın buraya dönmesini engelleme sistemi üzerine kurulu yöntemlerdir.

Avantajı, çok fazla kesme biçme olmadığı için ameliyata göre çok daha kısa nekahat süresi, çok daha az iz, daha konforlu günübirlik yapılacak işlemler olması sebebiyle hastalar tarafından tercih edilmektedir. Fakat bunların dezavantajı ise ameliyat kadar başarı şansları yüksek değildir ve her hastaya uygulanma şansı olmayabilir. Dolayısıyla da seçilmiş hastalarda ameliyatsız yöntemler çok başarılı olabilmektedir. Uzun süre beklemiş, tedavisini geciktirmiş ve cilt altında birden çok tünelcik oluşturmuşsa bunların tedavisinde bu ameliyatsız yöntemler biraz daha yetersiz kalabilmektedir.

2) Ameliyat İle Tedavi: İçerideki tünelin tamamen ameliyatla cerrahi olarak çıkarılması yöntemine dayanan prosedürler uygulanmaktadır. Bu yüzden, ameliyatsız tedavi yöntemlerine göre daha geniş bir ameliyat yeri/izi, daha uzun bir nekahat süresi hastanede yatış bazen genel anestezi almak gerekliliği gibi bazı dezavantajları vardır. Buna rağmen diğer ameliyatsız tedavilere göre başarı şansları daha yüksektir.

Burada da yine birkaç yöntem vardır. Bir tanesi kistin etrafıyla beraber çıkarıldıktan sonra açık bırakılması ve hastanın sürekli olarak pansumanlara gelmesi yöntemi denilen ‘açık bırakma yöntemi’ diğeri ise herhangi bir şekilde açıklığı ya dikişlerle kapatmak ya da başka bir yerden doku kaydırarak yani flep yöntemiyle kapatmak gibi birçok yöntem vardır. Bunlardan hangisi idealdir diye sorulacak olursa hepsini hasta bazında değerlendirmek gerekir. Hastayı görmeden, hastanın kıl dönmesinin boyutunu, derecesini, cilt altında ne kadar ilerlediğini bilmeden hangi yöntemin uygun olacağını veya başarı şansının ne olacağını önceden söylemek genellikle zordur.

Kıl Dönmesini Önleme Yöntemleri Nedir?

Kıl dönmesinin önlenmesi için hijyen kurallarına dikkat edilmeli, vücut temizliğine özen gösterilmeli ve özellikle kuyruk sokumu bölgesinin temiz ve kuru tutulması sağlanmalıdır. Bu bölgedeki tüylenme düzenli olarak traş edilmeli ve yumuşak bir yüzey üzerinde oturulmalıdır. Kıl dönmesinin önüne geçemezsek bile olma ihtimalini azaltabiliriz. Genetik yatkınlığı ise maalesef değiştirme şansımız yoktur.

 

Op. Dr. Fikret Düşünceli
Genel Cerrahi

Randevu ve detaylı bilgi için tıklayın.